Ana içeriğe atla

Kayıtlar

BAŞLARKEN

Bu bloğda, Av. Ender Dedeağaç, Av. Berna Özpınar Gümrükçüoğlu, Av. Figen Güven, Av. Jülide Soybaş, Av. Pınar Aksoy Gülaslan ve Av. S. Cem Kutlay, sağlık hukukunu hasta hakları konusunda yapacakları değerlendirmeleri sizlerle paylaşmayı amaçlamışlardır. EĞER SAĞLIK HUKUKU İLE İLGİLİ KATKILARINIZ VE/VEYA TARTIŞMAK İSTEDİĞİNİZ KONULAR OLURSA    " enderdede@ttmail.com" ADRESİNE GÖNDERECEĞİNİZ MESAJLAR İLE BİZLERE ULAŞABİLİRSİNİZ
En son yayınlar

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI IŞIĞINDA DOKTOR SORUMLULUĞUNDA İSPAT VE DELİLLER NELERDİR ? KİMİN TARAFINDAN DOSYAYA SUNULMALIDIR.

Av. Ender Dedeağaç Özel hukuk yargılamalarında TMK 6. maddesi ile HMK 190. maddesi hükmüne göre, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. Doktor hakkında, tıbbi müdahalenin hatalı olmasından kaynaklı tazminat davası açıldığında, davacı konumunda olan hasta, hatanın oluştuğunu açıkça belirtmenin yanı sıra, bunu kanıtlamakla yükümlüdür. Hasta için hatanın nedenlerini kanıtlamak oldukça zordur. Bu nedenle öncelikle, dava öncesi, konuyu bir uzman doktorla tartışmalı gereken bilgileri almalıdır. Hatta, olanak varsa, HMK 293. maddesinde hükme bağlanan şekilde, uzman raporu almalıdır. HMK hükümlerine göre, uzman raporu mahkemece değerlendirilmesi gereken bir rapordur. Bir anlamda, özel bilirkişi niteliğindedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus uzman raporunun, tıp alanındaki bir uzmandan alınmış olmasıdır. Çünkü HMK 293. maddesi ile HMK 266, 279/4 maddeleri ve bu maddelere ilişkin gerekçeler birlikte değerlendirildiğinde, uzman raporunun da “özel bilgi yada teknik bilgi sahibi kiş

HASTA MAHREMİYETİNİN KORUNMASI

Av. Berna ÖZPINAR GÜMRÜKÇÜOĞLU Sağlık çalışanları yaptıkları iş sebebiyle, kişilerin teşhis ve tedavi süreçlerinde, kimse tarafından, hatta bazen bireyin kendisi tarafından bile, bilinmeyen bilgilerine ulaşırlar. Bu sebeple de mahremiyet önemli bir hasta hakkıdır. Ancak günümüzde modern tıbbın geldiği noktada hastanın mahremiyetini korumak hiç de kolay değildir. Mahremiyet, insan varoluşunun, özerkliğinin gereği olup kişiliğin korunması gereken bir alanıdır. Genel kabule göre “mahrem” girilmez alandır.   Hasta mahremiyeti kavramı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından, “bireyin kişisel sağlık bilgilerine erişilebilirliği belirlemesi hakkı” olarak da tanımlanmıştır. Hasta mahremiyeti ikili bir alanda korunmayı ifade eder; bedensel mahremiyet ve bilgi mahremiyeti. Mahrem alan merak edilen dışında tutulması, saklanması gereken durumundadır. Ancak hastanın mahremiyet hakkı denildiğinde sadece saklanacak şeyi ifade etmez, etmemelidir. Çünkü, mahremiyet aynı zamanda kişinin yaşam nite

ENDİKASYON DIŞI İLAÇ VE SAĞLIK UYGULAMALARI

Yazar : Av.Arb.Pınar AKSOY GÜLASLAN Anahtar kelimeler : Sağlık hakkı, ilaç, endikasyon dışı ilaç, kanser ,tedavi, hasta, hasta hakkı ,Sağlık Uygulama Tebliği             Kanser, tıp insanları tarafından çare bulmak için milyonlarca deney yapılan yüzyılın en acımasız hastalığı olarak kabul edilmektedir.   Neredeyse her gün bu amansız hastalığa yakalanmış birilerinin haberini alıyoruz.   Biliyoruz ki pek çok kanser   tedavisi uzun ve psikolojik açıdan zorlu bir süreç.   Psikolojik ve fiziksel zorluklar yanında   kemoterapi, ilaçlar ve diğer pek çok tedavi türünün ekonomik külfeti de   hastaları   mali sıkıntılara sokmaktadır. Hastalar bu dönemde hukuksal yollara başvurmak istemedikleri için ilaçların bedelleri borç alarak kendi imkanları ile karşılamaya çalışıyorlar.               Genel Sağlık Sigortalı kişilerin   Sağlık Uygulama Tebliğ'inde(SUT)   ve eki listelerde yer alan tıbbi malzemeler ve ilaçları   temin etmeleri halinde fatura bedelleri SUT ve eki listelerde belirt

HEKİMİN CEZAİ SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN YARGITAY CEZA GENEL KURULU’NUN 2017/ 271 E, 2017 / 278 K. SAYILI KARARINA DAİR İNCELEME

    Av. Jülide Soybaş Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 201 7/ 271 E, 2017 / 278 K. sayılı kararında hekimin cezai sorumluluğuna ilişkin kriterler, ihlal edilen suç tiplerinin unsurları kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bu kararda, doktor olan sanığın eylemi ile gerçekleşen ölüm neticesi arasında nedensellik bağı bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak da eyleminin TCK'nun 85/1. maddesi kapsamında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu mu, yoksa TCK'nun 257/2. maddesi kapsamında görevi ihmal suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık inceleme konusu yapılmıştır. Davaya konu olayda, inceleme dışı sanık Enver İleri'nin yönetimindeki kamyon ile kavşak çıkışına geldiğinde, sağ tarafından karşıdan karşıya geçmek üzere yola giren 76 yaşındaki yaya ...'a çarpmış, Erciş Devlet Hastanesi acil servisine yaralı olarak getirilen ...'a ilk müdahale nöbetçi doktor olan sanık tarafından yapılmış, röntgen çekilmesine, serum takılmasına ve açık olan ya

AYDINLATILMIŞ ONAM (RIZA) VE SÜRECİ

Av. Figen Güven Hastaların hastalıkları ve tedavileri ile ilgili uygulamalarda hekim tarafından verilecek tıbbi karara katılmaları için onlara tıbbi bilgilerin açıklanmasını sağlayan ilke “ Aydınlatılmış Onam İlkesi” olarak adlandırılmakta olup,   bunun aydınlatılmış veya bilgilendirilmiş izin, onay veya kabul olarak söylenmesinin daha doğru olacağını kanaatindeyiz. Aydınlatılmış onam alınmasıyla korunmak istenen hukuki durum, kişilerin vücut bütünlüğüdür. Aydınlatma, hastaya konulan teşhis, elde edilen bulgular ve uygulanacak tedaviler hakkında yeterli bilginin verilmesi anlamına gelir. Aydınlatılmış onam, iyi hekimlik uygulaması önkoşullarından biridir ve tıp etiğinin temel ilkelerinden olan özerklik ilkesine dayanmaktadır. Özerklik,: bir kişi ya da topluluğun kendisine ilişkin konularda, kendi değerlerine dayanarak kararlar vermek ve bunları uygulamak üzere eylemlerde bulunma olanağı olarak tanımlanabilir. Bunun bir uzantısı olarak özerk kişinin, kendi sağlığına ilişkin tüm

HEKİMİN TANI KOYMADAN KAYNAKLI ÖZEN BORCU VE SORUMLULUĞU

Av. ENDER DEDEAĞAÇ Hekimin çalıştığı ortam dikkate alındığında, hekimin hastaya karşı olan sorumluluğu değişmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimin hastaya karşı sorumluluğu, idare hukukundan kaynaklı hizmet kusuru, özel hastanelerde çalışan hekimin hastaya karşı sorumluluğu ve serbest çalışan hekimin sorumluluğu vekalet akdinden kaynaklı sorumluluk olarak değerlendirilebilmekte ise de her birinde sorumluluk için aranan en önemli unsur, hekimin özen borcunu yerine getirip getirmediğidir. Burada ki sorumluluk hukuk açısından mesleki özen olarak tanımlanacak olan genel anlamdaki özenin, özel bir türüdür.   Mesleki özenin yargı kararları açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda Yrg 13 HD 26.05.2014 gün 2013/15816 E 2014/16215 K sayılı kararından yaptığımız alıntıyı sizlerle paylaşmak isteriz. “Dava, davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır (BK 386, 390 md.). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun eld